“Andolsun,
insanı biz yarattık ve kendi kendine ne vesveseler (düşündüğünü) de biz
biliriz. Çünkü (ilmimizle) biz, ona şah damarından daha yakınız. Unutma ki, biri
insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki melek (onun yaptıklarını)
kaydetmektedir. O bir söz söylemeye görsün yanında yazmaya hazır bir gözcü
vardır. Bir gün ölüm sarhoşluğu hakikaten gelir de ona, “İşte bu, senin öteden
beri kaçıp durduğun şeydir” denir.
(İnsanlar
öldükten sonra tekrar dirilmeleri için) Sûr’a üfürülür; İşte bu, tehdidin
gerçekleşeceği gündür. (O gün Rabbinin huzuruna) Herkes beraberinde bir sevk
edici (muhafız) bir de şahit (melek) ile gelir. (Ona) Şüphesiz sen (dünyada)
bundan gaflette idin (habersizdin). Şimdi gözündeki perdeni kaldırdık. Artık
bugün gözün keskindir” (denilir). Beraberindeki (melek) şöyle der: “İşte yanımdaki
(yazılmış şey) hazır.”
(Allah
(c.c.) meleklerine buyurur:) “Atın cehenneme, Rabbini tanımayan her inatçı
nankörü, hayra ve İslam yoluna bütün gücüyle engel olanı, azgını, şüpheciyi…
Allah ile beraber, başka ilâhlar edinen o kimseyi atın şiddetli azabın içine!”
Arkadaşı
(dünyadaki dostları veya şeytan) “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat
kendisi derin bir sapıklık içinde idi,” der. Allah (c.c.) “Benim huzurumda çekişmeyin.
Çünkü daha önce sizi uyarmıştım. Benim katımda söz (hüküm) değiştirilmez ve ben
kullarıma zulmedici değilim.” O gün Cehenneme, “Doldun mu?” deriz. O da, “daha
var mı?” der.
(Oysa o
gün) Allah’tan korkan takva sahiplerine Cennet, iyice yaklaştırılır ve (Onlara
şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. Her pişmanlıkla
tövbe eden, görmese de Rahman’a huşu (saygı) ile bağlı olan, O’na yönelmiş bir
kalple gelen için…
“Oraya
esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür.” Orada kendileri için diledikleri
her şey vardır. Katımızda daha ziyadesi de vardır. (Bu, hiçbir kulun görmediği
hayal bile edemeyeceği bir nimettir. Allah’ın cemalini görmek…)
Biz
onlardan önce, nice nesilleri helâk ettik. Onlar kendilerinden daha güçlü idi
ve memleketleri delik deşik ediyorlardı. Kaçacak bir yer mi var? Şüphesiz bunda
kalbi olan yahut kulak veren ve şahit olan kimseler için bir öğüt vardır.
Andolsun,
gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık.
Bize bir yorgunluk da dokunmadı. O hâlde onların söylediklerine sabret ve
güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ederek tespih et. Gecenin
bir kısmında ve secdelerin ardından da O’nu tespih et.
Münadinin
(İsrafil) yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver. O gün insanlar
hakikaten o korkunç sesi işiteceklerdir. İşte bu, (kabirlerden) çıkış günüdür. Şüphesiz
biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir. O gün yer, onların üzerinden
süratle yarılıp açılır. Bu, (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır.
Biz
onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onları zorlayacak değilsin. O
hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.”
Yukarıdaki
satırlar acizin yazdığı bir makale ya da hikâye değil, haşa. Her okuyanın
anlayacağı gibi bu İlahi bir hitap… Bu satırlar Kaf suresinin 16 ila 40. Ayetleridir.
Kaf suresi Ramazanın 26. Sabahı yani 27. Geceden önceki sabah okunan 26. Cüzde bulunmaktadır.
Mukabele izleyenler okurken sanırım haşyetle dinlemişlerdir. Yine de yazmak
geldi içimden…
Kadir
gecesi için söyleyecek yazacak kelimeler ararken, Rabbimin kelimeleri çıktı
karşıma… Şükürler olsun.
İşte bu
gün kadir gecesi… Ramazan’ın son on gününde aramamız gereken, belki de her
gecesinden biri olan, hesapların tutulup, tevbelerin kabul olacağı gece…
Ölçülerin
Cebrail (a.s.) ile önce Efendimiz (s.a.v.) kalbine, sonra ayet ayet, sure sure
yeryüzüne nazil olduğu gece… Kur’an gecesi bu gece… Kur’an’ın yüreklerimize,
hallerimize, evlerimize sokaklarımıza inmesi gereken gece…
Meleklerin
sabaha kadar müminlerin istekleri için koşuşturdukları, Rabbimizin buyur kulum
dediği, bin aydan hayırlı gece…
Kaf suresi
ise bize diyor ki, Her geceyi Kadr, her geleni Hızır bil! Rabbim kulak veren, tevbeler
eden huşu ile kendisine yönelen müjdelerine nail olanlardan eyleye…
Gülsüm Sezen
01.07.2016
26 Ramazan 1437